7 Aralık 2009 Pazartesi
1998
Sıradan bir gün gene - her zamanki gibi Ankara'da. Ders bitmiş oturuyoruz Ankuva da sessizce. Bir arkadaşım yaklaşmış yıllardır maçlara beraber gittiğim. Kulüp kuracağız diyor Bilkentli Aslanlar Kulübü.
O zamana kadar bir ilk , bir ümit ,bir hayal böyle bir şey. Hep alışmışız dağcılık kulübüne ,turizm kulübüne bir taraftar kulübü garip geliyor kulağa. Okul izin verir mi? , üye olmak isteyen olurmu ? derken tamam diyoruz sessizce , gözlerimizle kabul ediyor ama içimizde tuhaf duygularla endişe ediyoruz gelecek günlere.Bizim gibi fanatik çok , bir iki derken bakıyoruz yönetim kurulu oluşmuş hatta fazla bile var listede. Başvuruyoruz okul yönetimine. Birinci gün haber yok , ikinci gün haber yok, üçüncü gün gerçek olmuş hayallerimiz kabul edildi ismimiz , tescillendi varlığımız biz Bilkentli Aslanlarız.
Ne yapacağımızı , ne söyleyeceğimizi bilmeden başlıyoruz faaliyetlere , ilk tur bir fener maçı. Kaç kişi gelir? , otobüs nasıl ayarlanır bilemeden dalıyoruz bu islere , eskiden gitmek ne kolaydı maçlara. Oldun mu dört kişi atla arabaya bas Sami Yen’e , en kotu yatarız be stadın önünde kim tutar bizi seninleyiz nasılsa GALATASARAY varlığın yeter bu aleme.
Derken toplanıyor bizim gibi düşünen arkadaşlar , bir yetmiyor iki otobüs gidiyoruz derbiye. Derken pankart fikri geliyor , kendi ellerimizle asıyoruz pankartımızı Sami Yen’e , hem de kapalıya sağ köşeye.
Üyelerde artıyor tabii pankartın etkisiyle 100 , 200, 300, 400 derken sığmıyoruz üniversiteye , Gazi'den Hacettepe’den Odtü’den arkadaşlarımız , renkdaşlarımız bizimle beraber katılıyorlar bu cümbüşe.
Gelinen bu noktayı düşünemezdik bile.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder